Türkiye’de hava kalitesini değerlendiren rapora göre, Türkiye genelinde hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kılavuz değerlerinin 4 katı iken, depremden etkilenen kentlerde bu değerlerin 7,5 katına çıktı.
Deprem bölgesinde hava kirliliği, enkaz tozu ve ısınma için açıkta ateş yakılması gibi nedenlerle ulusal limitlerin de 2,5 katına ulaştı.
Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Deniz Gümüşel, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ulusal hava izleme istasyonlarından alınan son 40 gün verilerine göre bu sonucu elde ettiklerini söyledi.
Rapordaki temel bulgular şöyle:
BBC Türkçe’ye demeç veren Gümüşel, depremden etkilenen bölgelerdeki ölçüm istasyonlarının önemli bir bölümünün işlevsiz olduğunu söyledi.
Gümüşel, Adıyaman’da çalışan istasyonun olmadığını; Kahramanmaraş’taki 4 istasyondan birinin ve Hatay’da bulunan dört istasyondan da yalnızca İskenderun’dakinin çalışır durumda olduğunu belirtti.
“Önemli bir sorun, Türkiye’deki hava kalitesi izleme ağının yetersizliği. Bakanlığın Türkiye genelinde 360 istasyonu var ancak bunların en iyi ihtimalle yüzde 50’sinden verim alınabiliyor. 360 istasyonun tamamında partikül madde için veri sağlayabilenlerin sayısı 165.”
Rapor için Türkiye verilerini uluslararası uydu verileriyle kıyaslayarak çalıştıklarını söyleyen Gümüşel, metreküp başına düşen ince parçacıklı madde (PM2.5) kirliliği açısından Türkiye ortalamasının 20-21 olduğunu aktarıyor.
Bu, Türkiye genelinde havanın WHO kılavuz değerlerinin 4 katı kirli olduğu anlamına geliyor.
Rapora göre 2021’de Türkiye genelinde en az 42 bin kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdi. Hava kirliliğine bağlı ölümlerin sayısı İstanbul’da 4 bin 848, Ankara’da 2 bin 853 oldu.
Hava kirliliği ölçümü açısından Türkiye standartları WHO'nun 2021'de güncellediği kılavuz değerleriyle uyumlu değil. WHO standartlarına göre bir bölgede temiz hava solunabilmesi için PM2.5 değerinin en fazla 5 μg/m olması gerekiyor. Türkiye'deki ortalama değer ise 20-21 civarında.
THHP, hava kirliliği için yasal limitlerin WHO kılavuzlarıyla uyumlu hale getirilmesi, hava kalitesinin düzenli ve sistematik olarak izlenmesi ve fosil yakıtlardan vazgeçilmesi için çağrıda bulundu.
Türkiye’de, WHO standartlarına göre havası temiz şehir yok.
Havası en kirli beş kent ise sırasıyla Batman, Iğdır, Ağrı, Şırnak ve Malatya.
Hakkari’de WHO standartlarına göre, partikül madde kirliliği yok denecek kadar azken, il kükürt dioksit açısından çok kirli bir hava soluyor.
Hakkari’de kükürtdioksit kirliliğinin kömür yakılmasıyla bağlantılı olduğunu belirten Gümüşel, bu durumda PM2.5 kirliliği olmamasının mümkün olmadığını belirtiyor ve şunları söylüyor:
“Hakkari’de ya istasyonun yeri ölçüm için ideal değil, çünkü hakim rüzgarlara göre modellemelerle bu istasyonları yerleştirmek gerekiyor, ya da atmosferik koşullar bu tip sıra dışı bir duruma sebep oluyor.”
Özellikle kentlerde trafikten ve ısınmadan kaynaklı kirliliğe karşı genel bir politika eksikliği olduğunu vurgulayan Gümüşel, enerji yatırımları hızlı bir şekilde artan gelişmekte olan diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de hava kirliliğinin büyük bir sorun olduğunu belirtti.
"Sanayileşme bu kadar kontrolsüz olmamalı, sanayinin denetimleri sıkılaştırılmalı, gerekli yaptırımlar uygulanmalı."
Türkiye’de özelleştirilmiş termik santrallerin 2019 sonunda çevre yatırımlarını tamamlaması gerektiğini belirten Gümüşel, "Bunlar tamamlanmadığı halde peyderpey çevre izinleri ya da geçici faaliyet belgeleri sağlandı; gizli teşvik sağlandı; çevre yatırımlarından gizlice muaf tutuldular. Yatırımlar yüksek görünse de kamu bütçesindeki sağlık maliyetine göre aslında düşük kalıyor" dedi.
Kaynak: BBC TÜRKÇE